Türkisch | Englisch | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | sağlıklı yaşam | healthy life n. | ||
Tom has a healthy life style. Tom'un sağlıklı yaşam tarzı var. More Sentences |
||||
General | sağlıklı yaşam | healthy living n. |
Türkisch | Englisch | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | sağlıklı bir yaşam/hayat | a healthy life n. | ||
I am firmly convinced that kicking the habit is the best way of achieving a healthier life. Alışkanlıktan kurtulmanın daha sağlıklı bir yaşama ulaşmanın en iyi yolu olduğuna kesinlikle inanıyorum. More Sentences |
||||
General | sağlıklı yaşam süresi | healthspan n. | ||
General | sağlıklı yaşam süresi | healthspan n. | ||
General | bir kişinin genellikle sağlıklı ve ciddi bir hastalığı olmadan geçirdiği yaşam süresi | healthspan n. | ||
Tourism | ||||
Tourism | deniz termal ve sağlıklı yaşam | sea thermal and health center n. | ||
Tourism | sağlıklı yaşam merkezi | fitness center n. | ||
Slang | ||||
Slang | sağlıklı ve doğal yaşam | crunchy-granola n. | ||
Slang | sağlıklı beslenme ve doğal yaşam | crunchy-granola n. |